Blog

CLASSIC LIST

ayrilik-kaygisi-1200x672.jpg

Ayrılık anksiyetesi de denilen normal ayrılık kaygısından farklıdır ve genellikle çocukluk döneminde görülür. Bu durum, bir kişinin sevdiklerinden veya alıştığı ortamlardan ayrılma korkusunun yoğun endişe yarattığı bir durumdur.

Normal ayrılık kaygısı nedir?

Normal ayrılık kaygısı bebeklerde 8-12 ay arasında başlayabilir ve 2-3 yaşlarına kadar devam edebilir. Bu, çocukların yabancı kişilere karşı  huzursuz veya endişeli hissetmeleriyle belirtilir. Bebek bu dönemde genellikle anneye yapışır. Tuvalette bile anneyi rahat bırakmaz.🤦‍♀️😊

Ayrılık kaygısı bozukluğunun farkı nedir?

Ayrılık kaygısı bozukluğu, normal ayrılık kaygısından farklıdır, çünkü çocukların ayrılık durumunda yaşadıkları endişe ve korku daha şiddetlidir ve hayatlarının diğer alanlarını etkiler. Örneğin, çocukların okula gitmeye veya arkadaşlarıyla oynamaya başlaması gibi normal gelişimsel ayrılıklar da dahil olmak üzere birçok ayrılık durumunda yoğun korku ve endişe yaşayabilirler. Çocuklar okula gitmeye karşı direnç gösterirler. Evden ayrılmak istemezler.

Ayrılık kaygısı bozukluğunun tedavisi nedir?

Ayrılık kaygısı bozukluğu tedavisi, genellikle psikoterapi (konuşma terapisi) ve bazen ilaç tedavisi ile yapılır.  Tedavi, çocuğun kaygısını azaltmak ve çocukla ayrılık deneyimlerini daha az stresli hale getirmek için tasarlanmıştır. Ayrıca, ebeveynlerin çocuklarına destek olmaları ve çocuklarının duygularını anlamaları da önemlidir.

Bu durum kendiliğinden azalarak sönebilir fakat zaman geçmesine rağmen azalma olmuyorsa ya da belirtiler daha da şiddetleniyorsa hemen bir uzmana başvurmakta fayda var.

Ancak okul reddi gelişirse bu durum çocuk psikiyatri acili olarak değerlendirilir ve hızlı bir şekilde tedaviye başlanması gerekir.

 


otizm-1200x901.jpg

Bu soru, birçok ailenin yaşadığı bir korku ve endişenin ifadesidir. Otizm, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen karmaşık bir gelişimsel farklılıktır. Otizmli çocuklar, sosyal iletişim, dil ve davranış alanlarında zorluklar yaşarlar. Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik ve çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülmektedir.

Otizm tanısı alan çocukların aileleri özellikle cezalandırılmak için seçilmiş değillerdir. Hayatın bilinmezlerinden biri olarak görmek ve bundan sonra yapılacaklara odaklanmak yapılacak en doğru şeydir. Otizmin nedenlerini illaki öğrenmek istiyorsak bu alanda yapılan güvenilir bilimsel araştırmalara destek olmalısınız.

Otizm tanısı konulan çocukların yaklaşık yarısında zeka geriliği de tespit ediliyor. Otizmli çocukların özel bir eğitime ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaca dikkat çekmek ve otizm hastalarının hayatını kolaylaştırmak için 2 Nisan tarihi Dünya Otizm Farkındalık Günü ilan edilmiştir.

Otizm kısa mesafe koşu değil bir maratondur. Bu nedenle bütün enerjinizi başlangıçta tüketmeyin. Çevrenizden yardım almaktan çekinmeyin.

Otizmin tedavisinde özel bir ilaç ya da aşı bulunmamaktadır. En etkili tedavi yöntemi ise otizme yönelik özel eğitimdir. Erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte, gelişim sağlanabilmekte, büyük ilerleme kaydedilmekte ve hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmayabilmektedir.

Otizmli çocuklar için en önemli destek kaynağı aileleridir. Aileler, çocuklarının güçlü ve zayıf yönlerini tanımalı, onlara sevgi ve sabır göstermeli, onları kabullenmeli ve onlara uygun ortamlar sağlamalıdır. Aileler aynı zamanda kendilerine de zaman ayırmalı, stresle başa çıkma yollarını öğrenmeli, diğer ailelerle iletişim kurmalı ve profesyonel yardım almaktan çekinmemelidir.

Umutlu olmak, mücadele etmek ve doğru adımları atmak mümkündür. Otizmli çocuklar da mutlu olabilir, başarılı olabilir, hayata katılabilir ve kendilerine özgü birer birey olarak var olabilirler.


dehb-ilaclari-1200x800.jpg

Metilfenidat

Ritalin, Concerta, Medikinet gibi ticari isimler altında satılmaktadır. Merkezi sinir sistemi uyarıcısıdır ve dopamin ve noradrenalin seviyelerini arttırarak DEHB belirtilerini azaltır.

En sık görülen yan etkileri şunlardır:

İştah kaybı, Uykusuzluk, Baş ağrısı, Mide bulantısı, Kusma, Karın ağrısı, Sinirlilik, Anksiyete, Kalp atışında artış (nabızda yükselme/çarpıntı hissi), Kan basıncında (tansiyonda) yükselme, Terleme, Huzursuzluk

Yüksek dozlarda: halüsinasyonlar, davranış değişiklikleri ve psikoz gibi ciddi yan etkiler

Atomoksetin

Strattera, Attex, Atomineks ve Setinox adı altında satılmaktadır. Bu ilaç bir seçici noradrenalin geri alım inhibitörüdür ve DEHB belirtilerini azaltır.

Kusma, Karın ağrısı, İştah kaybı, Uykusuzluk, Yorgunluk, Baş ağrısı, Baş dönmesi, Sinirlilik, Anksiyete

Terleme, Kalp atışında artış (nadir durumlarda), İdrar yapmada güçlük (nadir durumlarda)

Bu yan etkilerin birçoğu hafif veya orta şiddetli olabilir ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden geçer. Ancak, bazı yan etkiler daha ciddi olabilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir.

Özellikle, atomoksetin kullanımı sırasında nadir de olsa karaciğer hasarı gibi ciddi yan etkiler de görülebilir. Bu nedenle, atomoksetin kullanımı sırasında düzenli olarak kan testleri yapılması önerilir.

Atomoksetin ayrıca, diğer DEHB ilaçlarından farklı olarak, özellikle antidepresanlar ve MAO inhibitörleri gibi diğer ilaçlarla etkileşime girebilir. Bu nedenle, atomoksetin kullanmadan önce doktorunuzla tüm ilaçlarınızı ve sağlık durumunuzu konuşmanız önemlidir.

Guanfasin

DEHB tedavisinde kullanılan bir ilaçtır ve ticari ismi Arislow’dur. Bu ilaç, bir alfa-2 agonisti olarak işlev görür. Bu, ilacın beyindeki alfa-2 adrenerjik reseptörlere bağlanarak noradrenalin aktivitesini azaltarak etki gösterir. DEHB semptomlarının bir kısmı, yüksek düzeyde noradrenalin aktivitesiyle ilişkilidir. Guanfasin, noradrenalin seviyelerini düşürerek ve beyindeki aktivite düzeylerini değiştirerek DEHB semptomlarını azaltır. Bu, özellikle hiperaktivite ve dürtüsellik semptomları için faydalıdır.

En sık görülen yan etkiler;

Baş dönmesi, Baş ağrısı,Yorgunluk veya halsizlik hissi, İshal veya kabızlık, Mide bulantısı veya kusma

Burun tıkanıklığı veya burun akıntısı, Kuruluk veya sulanma ile gözlerde rahatsızlık hissi,

Daha ciddi yan etkiler nadir olsa da şunları içerebilir:

Şiddetli alerjik reaksiyonlar (kaşıntı, kurdeşen, nefes darlığı, yutma güçlüğü)

Göğüs ağrısı, Kalp atışında yavaşlama veya düzensizlik, Depresyon veya anksiyete

Hafıza sorunları veya konsantrasyon zorluğu, İdrar yapmakta zorluk veya idrar renginde değişiklik

Lisdexamfetamine

Vyvanse adı altında satılmaktadır. Türkiye’de bulunmamaktadır. Merkezi sinir sistemi uyarıcısıdır ve dopamin seviyelerini arttırarak DEHB semptomlarını azaltır.

Bu ilaçlar, beyinde dopamin ve noradrenalin seviyelerini arttırarak DEHB semptomlarını azaltır. İlaçlar genellikle birkaç saat içinde etki gösterir ve semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Ancak ilaçların herkes için aynı etkiyi göstermeyebileceği unutulmamalıdır.

Tüm ilaçlarda olduğu gibi doktor tavsiyesi dışında ASLA kullanılmamalıdır.


sosyal-fobi-1200x1800.jpg

Toplum önünde konuşma yapmak, yemek yemek, başkalarıyla etkileşim kurmak gibi sosyal durumlarda aşırı endişe, korku ve utanma duygularıyla görülen bir anksiyete bozukluğudur. Bu durum, sosyal kaygı bozukluğu olarak da adlandırılır.

Sosyal Fobi kimlerde görülür, çocuklarda nasıl belirtiler gösterir?

Genellikle ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başlar ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler. Sosyal fobi olan kişiler genellikle sosyal durumlardan kaçınır ve günlük işlevselliklerini etkileyen engellerle karşılaşırlar.

Çocuklarda sosyal fobi erişkinlerdeki belirtilerden farklılık gösterebilir. Bazı belirtiler:

  1. Okula gitmek istememe
  2. Yabancıların yanında sessiz kalmak
  3. Çekingen ve utangaç davranışlar sergileme
  4. Yüz kızarması, titreme, terleme gibi fiziksel belirtiler gösterme
  5. Sosyal durumlarla ilgili aşırı endişe ve korku duyma
  6. Arkadaş edinmekte zorluk çekme
  7. Ayrılık kaygısı yaşama ve evden veya anne babadan ayrılmakta zorluk çekme
  8. Başkaları tarafından eleştirilme veya reddedilme korkusu
  9. Sosyal durumlarda yalnız kalma isteği gibidir.

Sosyal fobinin utangaçlıktan farkları nelerdir?

Şiddet ve İşlevsellik: Utangaçlık genellikle hafif düzeyde ve işlevseldir. Kişi, sosyal etkileşimlerde biraz çekingen veya geri çekilmiş olabilir, ancak bu durum günlük yaşamını etkilemez. Sosyal fobi ise daha şiddetli bir durumdur ve günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebilir. Sosyal fobi olan bireyler, sosyal durumlarla karşılaştıklarında yoğun bir kaygı, korku ve endişe hissederler.

Korku ve Kaygı Düzeyi: Utangaçlık genellikle belirli durumlar veya yeni insanlarla karşılaşma gibi sosyal etkileşimlerde hafif bir rahatsızlık hissiyle ilişkilidir. Sosyal fobi ise daha yoğun ve sürekli bir korku ve kaygı düzeyini içerir. Sosyal fobi olan bireyler, başkalarının yanında utanma, eleştirilme veya küçük düşme korkusu yaşarlar.

Sosyal Durumlara Odaklanma: Utangaçlık genellikle belirli sosyal durumlarda ortaya çıkar, örneğin toplum önünde konuşma yapma veya bir grup insanla tanışma gibi durumlar. Sosyal fobi ise daha genel bir şekilde sosyal etkileşimlerin tamamına yönelik bir kaygıyı içerir. Sosyal fobi olan bireyler, günlük sosyal etkileşimlerde bile kaygı ve korku hissedebilirler.

İşlevsellik Kaybı: Utangaçlık genellikle kişinin iş, okul veya diğer sosyal etkinliklerini etkilemez. Sosyal fobi ise işlevsellik kaybına neden olabilir. Sosyal fobi olan bireyler, sosyal etkileşimlerden kaçınma veya aşırı endişe nedeniyle normal yaşamlarını sürdürmekte zorluk yaşayabilirler.

Sosyal fobinin tedavisi var mıdır?

Sosyal fobinin tedavisi, bilişsel-davranışçı terapi (BDT) ve ilaç tedavisi gibi yöntemleri içerebilir. BDT, bireyin yanlış inançlarını tanımlamasına, gerçekleri keşfetmesine ve daha olumlu düşüncelere ve davranışlara doğru değiştirmesine yardımcı olur. >İlaç tedavisi ise bağımlılık yapmayan ve kişinin sosyal ortamlarda oluşan kaygısının azaltmaya yarayan SSRİ grubu ilaçlardır.

BDT modeline göre tedavide kişiler, diğer insanların kendilerini yargılayacağına, reddedeceğine ve aşağılayacağına karşı olan olumsuz düşünceleri irdelenir. Bu düşüncelerini kanıtlayan durumlar ve kanıtlamayan durumlar incelenir.  Terapi, bireyin belirli sosyal durumlara maruz kalması, sosyal kaygı belirtilerinin tanınması ve kontrol edebilmesi için bir dizi görevler içerir. Sosyal fobi tedavisinde BDT, uzun süreli sonuçlar sağlamak için sıklıkla kullanılan etkili bir yöntemdir.


pediatric-logo-footer

Daha da iyisi, gelin, yüz yüze görüşelim!
Danışanlarımıza değer veriyoruz.
Mesai saatleri içinde bizi dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.

Son Yazılar

Dr.Funda Öztürk 2022. All rights reserved.